Dün, nasıl güzel bir cumartesiydi..
Erken kalktık, programlarımız vardı koşturuyorduk derken arabada bir anda gözümden yaşlar inmeye başladı..
Eşim şaşkın.. Ben ağlamıyorum ama gözyaşım pıt pıt düşüyor engel olamıyorum..
İçimdeki ses, dış dünyadan bağımsız; konuştu, şükretti, güldü, ağladı..
E hamileliğin sonları yaklaştıkça artan duygusallıktan bahsetmiyorum bile 😉
İçimde o an konuşan sesi sizinle paylaşmak istedim..;
..
Anneciğimle 4,5sene tedavi süreci yaşadık..
Hep aynı yere, hep aynı sıklıklarda kemoterapiye gittik..
Saat 9da başlayan, akşam 6ya kadar süren; anında etkisi olan ilaçların da olduğu bir süreç..
Bu sürede zaman geçsin diye, anne&kız neler konuşmazdık, neler hayal etmezdik ki..
Süre, hele de orada hiç geçmediği için konular konuyu açardı yoksa hemen düşerdi yüzü meleğimin.. Zaten hep aynı yere gittiğimiz için herkesi tanır olmuştuk, herkesin hikayesini bilirdik, orayı gün gibi geçirmeye çalışırdık çünkü bir sonraki gittiğimizde görüp göremeyeceğimiz belli olmayan ahbaplardı onlar..
…
Anne&kız konuşmalarımızda, yemek tarifleri, düğün hazırlıkları, ilişkiler, saç&baş, tvdeki program analizleri, gelecekle ilgili hayaller.. Hepsi vardı, sadece anne&kız konuşulduğunda zevkli olan her konu ve eli ilaçtan terlemediği sürece hep eleleydik; herkes çok gülerdi bize..
Ve benim bebeğimin hayalinde daha “bebişim” derken ağlamaya başlardı; “o günlerde naparım bilmiyorum” derdi..
Ben yaramaz erkek evlat hayali kurarken; erkek evlatlarına aşık annecim, “inşallah kız evladın” olur duasını araya sıkıştırır, zaten evleneceğime bile inanamayan, evlendikten sonra çok uzun bir süre “benim küçük kızım evlendi mi..?” diyen annem gözyaşlarını bırakırdı..
Benim en severek kurduğum hayal ise, doğumhaneye annemle girebilmekti.. O, bana sahip çıkacaktı, elimden tutacaktı, gözleriyle bana “herşey yolunda” diyecekti.. Bu hayali kurarken çok çok ağladık, her seferinde ağladık ve hep “inşallah yaşayabilirim o anları” derdi..
…
Dünkü içimdeki ses tam da bu an gözyaşlarımı boşalttı.. Çok şükür kızım oluyor ama doğumhaneye girerken annem olmayacak.. Kendimi nasıl tutacağım bilmiyorum derken, içimdeki yeni ses..;
“Ama çok şükür düğünümde beraberdik” dedi.. Bu sesi çok sevdim.. Ya o anımda da olamasaydı.. Hep şükretcek neden var diyorum ya size..
O anı da yaşayamasaydık, bu seferde “iyi ki dün beraberdik vs..” diyecektim..
Sonuçta onlar anne & baba.. son nefese kadar her anı paylaşsak da gittiklerinde keşkelerimiz hep olacak..
Her şeyi “iyi ki yaşamışız” şeklinde düşününce, içindeki ses de gözündeki yaş da duruyor.. Özlem dersen, o azalmıyor..
…
Sen şu an ne yaşıyorsan keyif almaya bak; annen seni kızdırdıysa kendi kendine otur bir gül; “o gittiğinde bu an bile keyifli olacak” de..
Hele doğumhaneye girerken anneciğini öpebildiysen, bir yukarı kaldır kafanı; “oooh” de..
…
İsteklerin sonu yok güzel Keyf-i Hayat okurları..
Ama hep keyif alacak bir şeyler var, hep yazdım, hep yazacağım anlaşılan..
…
E bu kadar anlattım; benim “iyi ki”lerimden birkaç kare koyayım mı..? 😉
Sizin daha güzel günleriniz&keyifleriniz olsun
Bizimle de paylaşın, ben zevkle okuyayım
…
Not; ben annemi o gün hissedeceğime kendimi inandırıyorum, sen de içindeki umutsuzluğa selamımı söyle.. 😉
Sevgiler,
Zeynep
Ana fotoğraf; Erkin Ağsaran kadrajındandır..